Soru: Daha romantik sahneleri çekerken, aklından neler geçiyor?
Rob: O mesele garip. İnsanlar bana sürekli, “Aksiyona ağırlık verin, böylece erkekler de gidip bu filmi izlerler.” dediler. Ama bu saçma bir yaklaşım. Sanki erkekler romantizmden anlamazlar demek gibi birşey. Bu tür bir yaklaşımı “Rüzgarla Gitti” filmi için kullanamazsınız sanırım. Titanik’i izledim ve “Bu bir kız filmi” diye düşünmedim.
Serinin tamamında ve özellikle Yeni Ay’da hiç bir zaman, “Ah, ben kızlara hitap eden bir film serisinde oynuyorum” diye düşünerek oynamadım. Ben Tiger Beat dergisini canlandırmıyorum. Romantik bir sahne çekiyorum. Yeni Ay’ın pek çok sahnesinin hüzünlü ve gerçek olduğunu düşünüyorum. O yüzden filmde sadece romantizim içeren sahneler canlandırmadığımı biliyorum. Pek çok yönden bu film gerçekten çok üzücü bir hikayeye sahip.
Soru: Peki gerçek hayatta sen romantik bir insan mısın? Şimdiye kadar yaptığın en romantik şey nedir?
Rob: Hayatımda çok fazla romantik şey yapmadım.
Soru: Kimseye serenad yaptın mı?
Rob: Oh, hayır! Bunun romantik olduğunu bile düşünmüyorum. Bunu yapmak için çok eğleniyor olmalısın. Aman Tanrım! Şu an yapmış olduğum tek bir romantik hareketi bile hatırlamıyorum. Çok korkunç.
Soru: Kimseye çiçek verdin mi?
Rob: Evet, bunu yaptım. 15 yaşında iken birinin dolabına çiçek koymuştum. Kızın adı Maria idi. Belki de 14 yaşındaydım. O çiçeğin başka birinden geldiğini sandı, ve o çocuk da bunu kabul etti, yani onlar için çok iyi oldu.