Rob: İnsanlar bana vampirlerin varlığına inanıp inanmadığımı soruyor, aslında inanmıyorum. (Güler) Edward’ı oynamaya başladığımdan beri her 6 ayda bir Twilight setine geri dönüyorum ve bana soruyorlar, “Nasıl oldu bu? Seni en son görüşümüzden bir yıl daha yaşlı görünüyorsun.” Belki bu, normal olandan daha hızlı yaşlanıyor gibi hissetmemin nedenidir. Geçenlerde 24. doğumgünümü kutladım, ama sanki zaman çok hızlı geçmiş ve şimdiden 35’ime gelmişim gibi hissediyorum.
Rob: Çekimlerin bittiği ve seriden uzaklaştığım her seferinde, bu karakterin bana ne kadar çok anlam ifade ettiğini unutuyorum. Bu gerçekten üzücü. Sete geri dönmek ve Edward olmak eğlenceli. Tabi oyunculuk stilimi geliştirmek için çabaladığımı görmek de. Bu, bütün deneyimlerimi kullanarak oyunculuk stilime bir tür meydan okuma. Bazı şeyler gerçekleşir ve yok olur, bir şekilde süpernova* gibi. İyi stile sahip bir aktör olmak için bir on yıla daha ihtiyacım var.
(*Çevirmen notu: Süpernova, enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır.)Rob: Kendim için gerçekten iyi bir ajans buldum; onlar aynı zamanda çok yakın dostlar. Olay şu ki, Hollywood’daki pek çok aktör, ajansların yeni işler getiren kişiler olduklarını düşünür. Sanki “Görevini iyi yapamadın, kovuldun!” dermiş gibi.
Ama ben ajansımı bu şekilde düşünmüyorum. Bence kendinize iş ayarlayacak kişi yine sizsiniz. Onlarla aramızda dostça bir mesafe var ve nerden geldiğimi de biliyorlar. Bu başarma isteğim olmadığı anlamına gelmiyor tabi, işime karşı aynı adanmışlığa sahibiz. Son zamanlarda oynadığım filmler, “Twilight” açılışından önce senaryosunu okumuş olduklarım. Bunlar okuduğum ve beğendiğim senaryolar. Olmayacağını düşündüğüm ve aniden gerçekliğe dönüşen senaryolar vardı. Bence bazı bağımsız filmler, sizin şu anda oyuncularını ve vizyon tarihini çoktan bildiklerinizden daha iyi. Ünlü filmler gişe rekorları kırsa da, bana göre bir piyasa arayışında olmak, içinde rol almak için yeterince ilgi çekici olmuyor. Futures ticaret temsilcisinde bir aktör olmayı tercih ederim, en azından daha eğlenceli. (Gülüşmeler)
Rob: Ün, her şeye rağmen bir hayal ürünü gibi. Yetenekli değilseniz, ünün gücünü kullanamazsınız. Eğer ünlüyseniz, bu her şeye sahip olduğunuz anlamına da gelmez, sonsuza kadar mutlu yaşamak için gereken sağlığa sahip olacağınız anlamına da.
Dedikodu köşeleri ve skandal gazeteleri şu an ün kazanan herkesle ilgili en ufak şeyleri bile topluyor ve birinin mahremiyetini istila etmekten de hiç çekinmiyorlar. Bu insanların filmlere ve oyuncuların gizemli tarafına olan ilgilerini kaybetmelerinin nedenlerinden biri.
Robert, “Twilight Saga” serisinden sonra kariyerinde arayışa girdi. Basının ona olan fazla ilgisinden doğan histeri ve karışıklığın ortasında kariyerinin yok olmasını istemiyor.
Rob: Histeri bir yıl gibi yakın bir zamanda bitecek, olmazsa ben bu çılgın dedikoducuları görmezden gelmeye çabalayacağım. Kendimi korumamın yolu bu. Birkaç küçük yapımda daha yer almak isterim tabi, ama benim asıl hedefim gelecekte daha büyük bir filmde yer almak.
Rob: İnsanların beni ünlü bir serideki bir oyuncu olarak tanımasının üstesinden gelmek gerçekten zor oldu. Bu kalitedeki pek çok ünlü gişe rekortmeni yapımlar böyle bir tanınmaya yol açıyor, ama ben de Kristen da “Twilight”ı bu yüzden yapmıyoruz.
Robert ayrıca, “Twilight” ünü dolayısıyla kendisine her çeşit senaryo ve yapım gönderilmesini de anladığını söyledi.
Rob: “Twilight”ı yaptığım ve tanındığımdan dolayı insanlar dikkatimi çekmek için bana bir sürü senaryo yolluyor. Ama bir senaryoyu seçerken değişeceğimi sanmıyorum. Özel bir vasfım yok, bir senaryo bulmak çok da zor değil. Daha önce yapmadığım türden bir senaryo seçme eğilimindeyim.
Rob: Oyuncu olmadan önce, bir işi tamamlayamacağımı düşünürdüm. Fakat şimdi bence dağıma tırmanmaya başladım. Yaptığım şeye tamamen inandığımı söylemem bir 10 yılımı daha alır. Oyuncu olduğum için harika hissediyorum; oyunculuk yapmak gelecek için hâlâ umudum olduğunu hissettiriyor bana.
Rob: Bu konuda korkum olan tek şey, ne tür projelerde yer alacağım ve insanların buna nasıl tepki vereceği. Bu bazen bana bile saçma görünüyor, ama işte bu da benim korkum. Bu yüzden bir halkla ilişkiler uzmanım yok ve kendim yapabileceğim şeyleri seçiyorum. Başka birinin sizin yerinize karar vermesi daha kolay, ama işler ters gittiğinde kendimden başka kimseyi suçlamak istemiyorum. Sağduyulu bir oyuncu olmak istiyorum, ama bir oyuncu olarak kendinizi çok fazla kontrol etmenin zor olduğunun da farkındayım. Yani, bence “Twilight”ta yer almak oyunculuk kariyerime çok büyük ilerleme oldu.
Konu: Robert Pattison'un Cinecım Walker Röportajı (Japonya) 
